Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Karizması yandan çarklı!

Yazının Giriş Tarihi: 10.06.2025 09:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.06.2025 09:10

Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre “yandan çarklı” deyiminin üç farklı anlamı bulunuyor.

Birincisi, “Şekeri yanına konmuş kahve veya çay”.

İkincisi, “Bir omuzu düşük olarak yürüyen”.

Üçüncüsü, “Çarkı yanda olan gemi”.

Ben, yazımıza konu olan ikincisinin üzerinde durmak istiyorum.

Yani, “Bir omuzu düşük olarak yürüyen”.

Bu deyim bu anlamıyla bende, Kemal Sunal’ın “Sahte Kabadayı” filmindeki bir omuzu düşük kabadayı yürüyüşünü gözümün önüne getirir hep!

Bir omzu diğerinden düşük, çatık kaşlarının altında öfkeyle bakan bir çift gözle, ayaklarını geniş açı oluşturacak biçimde savura savura yürüyen “Baba’nın Oğlu Kemal”, filmin ana karakteridir.

Mafya babasının oğlu olan Kemal, babasının mafya babası olduğunu bilmeden tren garlarında pişmaniye satmaktadır.

Saf ve gözü fazla açık olmayan Kemal aynı zamanda önüne gelen herkese kafa tutmaktadır.

Babasının bir iş görüşmesi sırasında, Muhtar isimli adamı tarafından öldürülmesi üzerine, babasının mirası bölünür.

Babasının sağ kolu olan avukat, Kemal'e ulaşarak durumu anlatır.

Avukat sayesinde babasının mirasını geri almak için İstanbul'un en namlı kabadayılarının mekanını tek tek ziyaret eder ve “Baba'nın oğlu Kemal” diye nam salmaya başlar.

Muhtar'ı babasının katili olduğunu bilmeden yanında gezdirir.

Aslında kabadayılıktan bihaber olan “Baba’nın Oğlu Kemal”, etrafının gazlamasıyla kendisini kabadayı gibi görmeye başlar.

Bir omzu düşük, burnundan solur vaziyette yürümesi durumunda kabadayılığının karizmatik bir görünüm kazanacağını telkin ederler.

Karizması yandan çarklı sahte kabadayı “Baba’nın Oğlu Kemal”, gerçek bir kabadayı havalarındadır artık!

Evet dostlar…

Toplum hayatımız, “Baba’nın Oğlu Kemal” figüründeki gibi sahte kahramanlarla dolu!

Gelişmişlikte, “çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma” hedefinin çok uzağında olmamızın nedenlerini ister yukarıdan aşağıya, ister soldan sağa sıralayalım.

Liyakatsizlik, her iki listenin de demirbaşında yer alacaktır.

Sözümün ne anlama geldiğinin yansımalarını, iş hayatında, özellikle de kamu sektöründe görmeniz mümkün!

Kamu kurumlarında liyakatten ziyade siyasi bağlantılar ya da ahbap çavuş ilişkileri ön plândadır.

Bu durum, kurumların verimliliğini ve güvenilirliğini olumsuz etkilemektedir.

Kamu kurumlarının genel müdürlüklerine, yönetim kurullarına ve üst düzey yönetimlerine getirilen kişilerin, güçlü siyasi bağlantıları olan isimlerden oluştuğunu kim yadsıyabilir?

İktidarlardaki hükümetlerin siyasi yelpazenin neresinde yer aldıkları, mütedeyyin ya da seküler hayat tarzlarından hangisine yakın oldukları ile kamu kurumlarında görevlendirilecek yönetici bürokratların profilleri arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır!

Yani iktidardaki parti, dini değerleri referans alan muhafazakâr bir parti ise kamu bürokrasisinin karar alıcı üst düzey bürokratlarının dünyaya bakışları ve yorumlayışları da hükümetle aynı paraleldedir!

Nasıl olmasın?

Karar alıcı üst düzey bürokratları o önemli makamlara getiren zaten iktidardaki siyasi partidir.

Bu durumun tam tersi de vukuuyla sabittir!

Eğer ülkeyi yöneten siyasi anlayış, seküler bakış açısına sahip ideolojinin temsilcisiyse, kamu kurumlarındaki karar alıcı bürokratlar da seküler kimlikli isimlerden oluşur!

Kendisine makam mevki verilen kişinin liyakatinden ziyade, “bu adam bizden mi değil mi?” kriterine bakılıyor oluşu ülkenin acı bir gerçeği!

Liyakat mi dediniz?

Canım ne liyakati!

Bürokratımız da çalışanımız da yeter ki bizden olsun!

Hem kamudan nemalansınlar hem de gelecek seçimleri kazanmamızın seçmen nezdindeki güvencesi olsunlar!

Maalesef ülkemizdeki anlayış bu!

Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) ve kamu kurumları 2024 yılında da rekor görev zararı yaptı!

Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2024 genel bütçe giderlerine göre 2024’de KİT'lere 239 milyar 750 milyon 202 bin lira, kamu bankalarına ise 109 milyar 36 milyon 890 bin lira görev zararı ödendi.

Kamu kurumlarının zararda olması, 86 milyonun da zararda olması anlamına geliyor!

Liyakatten uzak ehil ellerde olmayan KİT’ler, ülkemize kaybettiriyor!

Oysa “at adımına göre değil adamına göre yürür!”

Makam ve mevkilere, yönetim erklerince parlatılmış karizması yandan çarklı vasıfsız kişilikler yerine, siyasi görüşü, inancı, etnik kökeni, mezhebi ne olursa olsun o işin adamı liyakatli isimler getirilmeli.

Gelecek seçimler için değil, ülkemizin geleceği için!..






Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
Bursa
    cami
      logo
      En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.