Kanser hastaları "kahkaha yogası" ile moral buluyor

Uluslararası sertifikalı "kahkaha yogası" eğitmeni de olan Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi İç Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalından Dr. Öğretim Üyesi Yasemin Çıracı Yaşar, araştırma hastanesindeki ayaktan kemoterapi ünitesine gelen hastalarda, moralsizlik ve stres gözlemledi.

Bunun üzerine Yaşar, Tıp Fakültesi Medikal Onkoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Bilici ve İç Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehtap Tan ile Atatürk Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Koordinasyon Birimi desteğiyle "Kansere İnat Haydi Gülümse" projesini hayata geçirdi.

Proje kapsamında ekim ayında Dr. Öğretim Üyesi Yaşar tarafından kemoterapi öncesi gruplar halinde nefes egzersizleri ile seansa başlayan hastalara, "kahkaha yogası" yaptırılıyor.

Yoga süresince bolca gülüp, kahkaha atan kanser hastaları, kemoterapiye neşeli, mutlu ve moralli giriyor.

Dr. Öğretim Üyesi Yaşar, kanser tedavisinde hekimlerin hastalar için en uygun ve güvenli tedaviyi planlayıp uyguladığını söyledi.

Bu süreçte hastaların bazı fiziksel ve psikolojik semptomlar yaşayabildiğini ifade eden Yaşar, "Kahkaha terapisi, hastaların ruhlarına ulaşmak ve onlara psikolojik olarak rahat hissettirmelerini sağlamak için güzel bir yöntem. Uluslararası çalışmalar da kahkaha terapisinin, özellikle hastaların yaşadığı psikolojik semptomlardan stres, anksiyete ve depresyon üzerinde oldukça etkili bir terapi yöntemi olduğunu savunmakta." dedi.

"KAHKAHA TERAPİSİ YAPTIRDIĞIMIZ HASTALAR, GÜLEREK KEMOTERAPİYE GİRİYOR"

Yaşar, bu noktadan hareketle multidisipliner çalışma yürüterek kahkaha terapisini hastalara uygulamaya başladıklarını anlattı.

Proje kapsamında kemoterapi ünitesindeki hastalara yaklaşık 30-40 dakika boyunca gruplar halinde haftada bir seans uyguladıklarından bahseden Yaşar, şöyle konuştu:

"Seanslara nefes egzersiziyle başlıyoruz. Hastalarımızı biraz nefes alarak kahkaha terapisine hazırlıyoruz. Çünkü hastalarımızın rahatlaması gerekiyor, sonra yavaş yavaş kahkaha seansına geçiyoruz. Kahkaha yogasının birçok şekli var. Birçok hastaya kahkaha attırabilirsiniz ama kanser hastaları çok özel grubu oluşturuyor. O nedenle kahkaha yogasını yaptıracağımız şekli biraz daha sınırlı. Terapiden önce hastalar mutsuz ve stresli şekilde ayaktan kemoterapiye geliyordu. Kahkaha terapisi yaptırdığımız hastalar, gülerek kemoterapiye giriyor. Aynı zamanda hastalar, sosyal hayatlarında da stres ve anksiyete düzeylerinin azaldığını iletmesi bizim için mutluluk verici."

Yaşar, ulusal bazda yaptıkları çalışmanın öncü olduğuna işaret ederek, elde ettikleri veriler doğrultusunda bu terapinin, kanser hastalarındaki stres ve anksiyete düzeylerinin azalttığını ve semptomları hafiflettiğini bilimsel çalışmayla yayınlayacaklarını dile getirdi.

Çalışmayla hastaların ruhuna dokunmak istediklerini söyleyen Yaşar, "Bizim kahkaha terapisiyle planladığımız, ulaşmak istediğimiz şey, hastaların ruhuna dokunmak. Daha sonra stres ve depresyon düzeyini azaltmak, anksiyetelerini gidermek ve onlara ne kadar güçlü olduklarını hatırlatmak." diye konuştu.

"KEMOTERAPİDEN ÖNCE FERAHLIYORUZ, GÜLÜMSÜYORUZ"

Seansa katılanlardan 43 yaşındaki Fatma Çelikbilek de kahkaha terapisinin sosyal yaşantısına da fayda sağladığını belirtti.

Hastalara uygulanan terapiyi görmesi üzerine seanslara başladığını aktaran Çelikbilek, "Kemoterapiden önce ferahlıyoruz, gülümsüyoruz ve içimizdeki hüznü atıyoruz. Bu terapi çok faydalı ve güzel. Burada her şeyi unutuyoruz. Seansa önce nefes terapisiyle başlıyoruz, kemoterapi için oksijen çok önemli. Sonra yüz kaslarımızı geliştiriyoruz ve gülümsüyoruz. Yüzümüzdeki hüzün gidiyor her şeye olumlu bakıyoruz." ifadelerini kullandı.

Çelikbilek, hastane hizmetlerinden, doktor ve hemşirelerden memnun kaldığını belirterek, tüm kemoterapi hastalarına kahkaha terapisini almalarını önerdi.