Bir sindirim hastalığı olan huzursuz barsak sendromunun toplumda her geçen gün daha fazla görüldüğüne dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Önder Koçak, hastalığın psikolojik faktörlerine işaret ederek “Kiminin stresi kalp çarpıntısı yaparken kimi insanda huzursuz barsak sendromu gelişmektedir” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 27.11.2024 13:43
Haber Güncellenme Tarihi: 27.11.2024 13:46
Kaynak:
İHA
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Önder Koçak, “irritabl kolon”, “duygusal barsak”, “hassas barsak” veya en çok kullanılan şekliyle “huzursuz barsak” denilen sağlık sorunu hakkında önemli bilgiler paylaştı. Huzursuz barsak sendromunun kalın barsağı etkileyen işlevsel bir sindirim sorunu olduğunu belirten Dr. Koçak bu hastalığın görülme sıklığının giderek arttığını söyledi. Kesin nedeni bilinmemekle birlikte barsak kaslarındaki anormal kasılmalar, sinir sistemi anormallikleri, barsaklarda iltihaplanma, ağır enfeksiyon, barsaktaki yararlı bakteri sayısında değişiklikler gibi farklı nedenleri olabileceğini ifade etti.
“DEPRESYON HASTALARINDA 10 KAT DAHA SIK GÖRÜLÜYOR”
Bu soruna kadınlarda ve 50 yaş altı yetişkinlerde daha sık rastlandığını söyleyen Dr. Koçak “Belirtiler genellikle hafiftir ancak stres düzeyi arttıkça daha fazla belirti ortaya çıkar. Nitekim yapılan araştırmalarda, toplumda yüzde 9-10 düzeyinde görülen rahatsızlığın, depresyon ve panik atak hastalarında 10 kat artarak, neredeyse yüzde 100 düzeyine ulaştığı ortaya konulmuştur” dedi.
“BUĞDAY VE SÜT ÜRÜNLERİ ŞİKAYETLERİ ARTIRABİLİR”
Temel belirtileri “karın ağrısı, gaz, ishal veya kabızlık, şişkinlik” olarak sıralayan Dr. Koçak “Karın ağrısı ve gaz mutlaka vardır, ama bazı hasta ishal, bazı hasta kabızlık, kimi de bir dönem ishal bir dönem kabızlık tekrarıyla ilerlemektedir” dedi. Kişilerde farklı şikayetler oluşturduğunu; pek çok hastanın, sorunun barsaktan kaynaklandığını düşünmediğini ve bu nedenle de hassas barsak sendromu teşhisinin geç konulabildiğini dile getirdi.
Rahatsızlığın bazı yiyecekler, stres ve hormonlara bağlı olarak şiddetlenebileceğine değinen Dr. Koçak “Buğday, süt ürünleri gibi gıdalar ve stres, huzursuz barsak sendromu belirtilerini tetikleyebilir, ancak hastalığın ana nedeni değildir. Kadınlarda hormonlar nedeniyle bu belirtiler adet döneminde daha sık ve şiddetli yaşanabilir” diye konuştu.
Huzursuz barsak sendromu için spesifik bir diyet önerilmediğini aktaran Dr. Koçak buğday, mısır, süt, peynir gibi gıdalar tetikleyici olabileceği için bunlardan kaçınmak gerektiğini; özellikle rezene, nane ve papatya gibi bitki çaylarının şikayetleri hafifletebileceğini anlattı.
“LAHANA TURŞUSU, EV YOĞURDU VE TARHANAYI BOLCA TÜKETİN”
Huzursuz barsak sendromu için uygulanabilecek herkes için geçerli bir diyet olmadığını vurgulayan Dr. Koçak hastalık belirtilerini hafifletmek için bazı beslenme önerilerinde bulundu. Yiyeceklerin evde taze malzemelerle hazırlanmasının faydalı olabileceğinden bahseden Dr. Koçak “Hastalar hangi besinlerin hangi şikayetleri tetiklediğini takip edebilir, böylece şikâyet oluşturan gıdalardan uzak durabilir. Ayrıca probiyotik içeren ev yapımı lahana turşusu, ev yoğurdu ve tarhana barsak florası için faydalıdır. Yiyeceklerin iyice çiğnenerek yavaş yavaş yenmesi de aynı şekilde fayda sağlayabilir. Sindirilmesi zor olan lahana, brokoli, karnabahar, brüksel lahanası, fasulye, soğan ve kuru meyveler gibi besinler ise azaltılmalıdır” diye konuştu.
“TEDAVİ, DEPRESYONU DA KAPSAMALI”
Tedavide spazmolitik ve diyet uygulamalarının dünya genelinde kullanıldığını belirten Dr. Koçak “Bu sendromun depresyon ve alerjik dermatit hastalarında daha sık görülmesi tedavi yönteminin antidepresan, anti-alerjik ilaçlar ve psikoterapiyi de içermesi gerektiğini göstermektedir. Ayrıca stresin mide asit artışına neden olduğunu ve asit salınımını baskılayacak ilaçlara da ihtiyaç duyulabilir” dedi. Dr. Koçak, kendi yaklaşımının spazmolitik, antidepresan, sedatif ve anti-asit tedavilerinin kombinasyonu olduğunu söyledi. Alerjik reaksiyonları olan hastalarda ise anti-alerjik ilaçların da kullanılabileceğini sözlerine ekledi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Huzursuz barsak soruna dikkat!
Bir sindirim hastalığı olan huzursuz barsak sendromunun toplumda her geçen gün daha fazla görüldüğüne dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Önder Koçak, hastalığın psikolojik faktörlerine işaret ederek “Kiminin stresi kalp çarpıntısı yaparken kimi insanda huzursuz barsak sendromu gelişmektedir” dedi.
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Önder Koçak, “irritabl kolon”, “duygusal barsak”, “hassas barsak” veya en çok kullanılan şekliyle “huzursuz barsak” denilen sağlık sorunu hakkında önemli bilgiler paylaştı. Huzursuz barsak sendromunun kalın barsağı etkileyen işlevsel bir sindirim sorunu olduğunu belirten Dr. Koçak bu hastalığın görülme sıklığının giderek arttığını söyledi. Kesin nedeni bilinmemekle birlikte barsak kaslarındaki anormal kasılmalar, sinir sistemi anormallikleri, barsaklarda iltihaplanma, ağır enfeksiyon, barsaktaki yararlı bakteri sayısında değişiklikler gibi farklı nedenleri olabileceğini ifade etti.
“DEPRESYON HASTALARINDA 10 KAT DAHA SIK GÖRÜLÜYOR”
Bu soruna kadınlarda ve 50 yaş altı yetişkinlerde daha sık rastlandığını söyleyen Dr. Koçak “Belirtiler genellikle hafiftir ancak stres düzeyi arttıkça daha fazla belirti ortaya çıkar. Nitekim yapılan araştırmalarda, toplumda yüzde 9-10 düzeyinde görülen rahatsızlığın, depresyon ve panik atak hastalarında 10 kat artarak, neredeyse yüzde 100 düzeyine ulaştığı ortaya konulmuştur” dedi.
“BUĞDAY VE SÜT ÜRÜNLERİ ŞİKAYETLERİ ARTIRABİLİR”
Temel belirtileri “karın ağrısı, gaz, ishal veya kabızlık, şişkinlik” olarak sıralayan Dr. Koçak “Karın ağrısı ve gaz mutlaka vardır, ama bazı hasta ishal, bazı hasta kabızlık, kimi de bir dönem ishal bir dönem kabızlık tekrarıyla ilerlemektedir” dedi. Kişilerde farklı şikayetler oluşturduğunu; pek çok hastanın, sorunun barsaktan kaynaklandığını düşünmediğini ve bu nedenle de hassas barsak sendromu teşhisinin geç konulabildiğini dile getirdi.
Rahatsızlığın bazı yiyecekler, stres ve hormonlara bağlı olarak şiddetlenebileceğine değinen Dr. Koçak “Buğday, süt ürünleri gibi gıdalar ve stres, huzursuz barsak sendromu belirtilerini tetikleyebilir, ancak hastalığın ana nedeni değildir. Kadınlarda hormonlar nedeniyle bu belirtiler adet döneminde daha sık ve şiddetli yaşanabilir” diye konuştu.
Huzursuz barsak sendromu için spesifik bir diyet önerilmediğini aktaran Dr. Koçak buğday, mısır, süt, peynir gibi gıdalar tetikleyici olabileceği için bunlardan kaçınmak gerektiğini; özellikle rezene, nane ve papatya gibi bitki çaylarının şikayetleri hafifletebileceğini anlattı.
“LAHANA TURŞUSU, EV YOĞURDU VE TARHANAYI BOLCA TÜKETİN”
Huzursuz barsak sendromu için uygulanabilecek herkes için geçerli bir diyet olmadığını vurgulayan Dr. Koçak hastalık belirtilerini hafifletmek için bazı beslenme önerilerinde bulundu. Yiyeceklerin evde taze malzemelerle hazırlanmasının faydalı olabileceğinden bahseden Dr. Koçak “Hastalar hangi besinlerin hangi şikayetleri tetiklediğini takip edebilir, böylece şikâyet oluşturan gıdalardan uzak durabilir. Ayrıca probiyotik içeren ev yapımı lahana turşusu, ev yoğurdu ve tarhana barsak florası için faydalıdır. Yiyeceklerin iyice çiğnenerek yavaş yavaş yenmesi de aynı şekilde fayda sağlayabilir. Sindirilmesi zor olan lahana, brokoli, karnabahar, brüksel lahanası, fasulye, soğan ve kuru meyveler gibi besinler ise azaltılmalıdır” diye konuştu.
“TEDAVİ, DEPRESYONU DA KAPSAMALI”
Tedavide spazmolitik ve diyet uygulamalarının dünya genelinde kullanıldığını belirten Dr. Koçak “Bu sendromun depresyon ve alerjik dermatit hastalarında daha sık görülmesi tedavi yönteminin antidepresan, anti-alerjik ilaçlar ve psikoterapiyi de içermesi gerektiğini göstermektedir. Ayrıca stresin mide asit artışına neden olduğunu ve asit salınımını baskılayacak ilaçlara da ihtiyaç duyulabilir” dedi. Dr. Koçak, kendi yaklaşımının spazmolitik, antidepresan, sedatif ve anti-asit tedavilerinin kombinasyonu olduğunu söyledi. Alerjik reaksiyonları olan hastalarda ise anti-alerjik ilaçların da kullanılabileceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA
En Çok Okunan Haberler
Kalorifer peteklerine çamaşır asmayın!
Dünyanın en ilginç hastalıkları
Sağlıklı Kemikler İçin Gerekli Olan 7 Vitamin
Stresle nasıl başa çıkılır?
Hollanda'nın en büyük müzesi: Rijksmuseum
Kilo vermek isteyenler için doğru mevsim
Kış aylarında tüketebileceğiniz C vitamini içeren 10 besin
Sürmenajın belirtileri ve çözümleri neler?
Çocukluk travması yaşadığınızı gösteren beş gizli belirti
Çocuklarda kozmetik tehlikesi
Kardeşinin tartıştığı 2 öğretmeni dövdü
İstanbul'da polisi vuran şahsın görüntüleri ortaya çıktı
Bursalı uzman çavuş toprağa verildi
Ordu'da Halk Ekmek açıldı
Kaza yapan baba oğlunu teselli etti: O anlar kameralara yansıdı