Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı, Herkes Duysun Medya’da seminer verdi

İnternet Gazetecileri Federasyonu (İGF) ve Herkes Duysun Medya davetiyle, Herkesduysun.com internet haber sitesinde çalışan muhabir ve editörlerle bir araya gelen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı, “Doğru Habercilik ve Medya Etiği Bağlamında Bağımlılık, Şiddet, Cinayet, İntihar, Taciz vb. Hassas Vakaların Medyada Yer Alma Biçimi ve Kamu Sağlığı Üzerinde Etkileri” konulu interaktif bir seminer verdi.

Haber Giriş Tarihi: 04.02.2025 16:24
Haber Güncellenme Tarihi: 04.02.2025 16:31
Muhabir: Esmanur Gülbahar
İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı, Herkes Duysun Medya’da seminer verdi

T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı, Herkes Duysun Medya çalışanlarına verdiği seminerde, doğru habercilikte “Basın hürriyetinin yanı sıra devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, Cumhuriyetin temel niteliği, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu yararı önceliği, genel ahlakın korunması ve suçların önlenmesi” ilkelerine vurgu yaptı.

Basın Kanunu’nun 20. maddesinde “Cinsel Saldırı, Cinayet ve İntihara Özendirme” olaylarının medyada yer alış biçimine yönelik olarak “Haber vermenin sınırlarının aşılmaması ve okuyucuyu bu tür fiillere özendirebilecek nitelikte yazı ve resim yayımlanmaması” hususunun belirtildiğini söyleyen Gölbaşı, ayrıca bu çerçevenin ihlal edilmesi halinde uygulanacak cezai müeyyideye dair hükmün yer aldığını açıkladı.



MEDYA, BAĞIMLILIKLARIN ÖNLENMESİNDE ÖNEMLİ BİR ROL TAŞIYOR

Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan “Bağımlılık ile Mücadele Stratejik İletişim Belgesinde” medyanın bağımlılık konusunu ele alış biçimine ilişkin ilkelerin sıralandığını ve medyanın bağımlılıkların önlenmesinde ve bağımlı bireylere yönelik gelişebilecek olumsuz algıların değiştirilmesinde önemli bir role sahip olduğuna değinen T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı, bu itibarla medya organlarının doğru, güvenilir ve sorumluluğa dayalı bir habercilik anlayışıyla hareket etmesinin bağımlılıkla mücadelede kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.

BÖLGE MÜDÜRÜ GÖLBAŞI, KAMU YARARI VE GERÇEKLERE DAYALI, HAK TEMELLİ HABERCİLİK VE GAZETECİLİĞİN ÖNEMİNİ VURGULADI

Diğer yandan T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından medya mensuplarının çalışmalarını kolaylaştırmak amacıyla uluslararası örnekler ve evrensel ilkeler çerçevesinde derlenen bilgilerin sistematik hale getirilmesiyle hazırlanan “Doğru Habercilik ve Medya Etiği Rehberinde” de basın meslek örgütlerince mesleki ve etik ilkelerin belirlendiği ve uygulamaya konulduğu belirten Gölbaşı, kamu yararı ve gerçeklere dayalı, hak temelli habercilik ve gazeteciliğin önemine vurgu yaptı. Rehberde ‘Haberin Sunuluş Biçimi’ başlığı altında ‘Bağımlılık, İntihar, Şiddet, Müstehcenlik, Çocuk Mağdurlar, Cinsel Dokunulmazlığa İlişkin Haberler vb.’ hassas vakalar haberleştirilirken dikkat edilecek hususlara; habercilikte kamu yararı önceliği, kamu güvenliği ve kamu sağlığı ilkesine değinildiğini söyledi.



MEDYA, DEMOKRASİNİN GÜÇLENDİRİLMESİNDE HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR

“Medyanın yani doğru ve güvenilir haberciliğin, bireylerin bilgi ve haber alma hakkını kullanması ve demokrasinin güçlendirilmesi kapsamında önemli ve hayati rolü bulunmaktadır.” diyen Gölbaşı, “Medya; kamu adına görevini yerine getirirken topluma haberin doğru ve zamanında sunulması işlevinin yanında ayrıca kamu menfaati ve halka karşı sorumluluk ilkesini de gözetmelidir. Anlaşılacağı üzere medyanın bu fonksiyonunu gerçek manada icra etmesi ancak etik ilkelerden ayrılmadan yapacağı mesleki üretimler ve habercilikle mümkündür. Bu doğrultuda basın meslek örgütlerince mesleki ve etik ilkeler belirlenmiş ve uygulamaya konulmuştur.” şeklinde konuştu.

MEDYA’DA ZAMAN ZAMAN REYTİNG UĞRUNA SORUNLU BİR YAYIN POLİTİKASININ İZLENDİĞİ GÖRÜLÜYOR

Zaman zaman medyada özellikle reyting kaygısıyla basın etik ilkelerini umursamayan, meselenin “Sosyal Öğrenme Boyutunun” göz ardı edildiği; reyting uğruna şiddetin ve kötülüğün tüm detaylarıyla dramatize edilerek çarpıcı manşetlerle kamuoyuna sunulduğu ve son derece sorunlu bir yayın politikası izlendiğinin gözlemlendiğini dile getiren Gölbaşı, “Bu tarz haberler çok fazla tiraj alabilmekle birlikte hiçbir toplumsal fayda sağlamamakta; aksine özendirici ve bulaşıcı olabilmekte; Sosyal Öğrenme, Özdeşleşme Kuramı ve Werther Etkisi Yaklaşımı gibi ikincil sorunlara yol açabilmektedir.” dedi.

Ayrıca çevrimiçi ulaşma imkânıyla haberlerin etkisinin uzun süre devam edebildiği ve bir gerçek olarak göz önünde durduğunun altını çizen Gölbaşı, özellikle sosyal medya ve internet medyasının, mesleki ahlakın görmezden gelindiği, itibarın tüketildiği, birçok ihlalin yaşandığı ortamlara dönüşme riskiyle karşı karşıya bulunduğunu ifade etti.

“Basınımız, medyamız elbette özgür olmalıdır; ama bu, bilhassa toplumsal olaylarda sorumlu yayıncılık yapmaya mâni değildir. Medya etiğine sahip çıkmak, bu konuda en büyük sorumluluk hiç kuşkusuz gazetecilere düşmektedir. Medya etiğinden ayrılmayan basın mensupları, mesleğin saygınlığının ve güvenilirliğinin teminatı olmayı sürdüreceklerdir.” diyerek konuşmasına devam eden T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı, “Şüphesiz toplumsal sorunların kaynağı ve sebepleri çok boyutlu ve kapsamlı bir nitelik taşımaktadır.” ifadelerini kullandı.

“Bağımlılık, cinsel saldırı, cinayet, intihar ve şiddet” olgularının da “eğitim, tıbbi, psikolojik, sosyolojik, ekonomik, güvenlik, adli ve iletişim” alanlarıyla doğrudan ilişkili olduğunu belirten Gölbaşı, bu itibarla bütüncül, sistematik ve etkili bir yaklaşımla ele alınması gereken, medya başta olmak üzere tüm kurumların ve sivil inisiyatiflerin koordinasyon içerisinde hareket etmesiyle çözümlenebilecek bir olguyla karşı karşıya bulunulduğunu vurguladı.


FARKINDALIK OLUŞTURMADA MEDYANIN ROLÜ YADSINAMAZ

Geleneksel ve yeni mecraların çeşitlenerek gelişmesiyle medyanın, insanların duyguları, davranışları ve tutumları üzerindeki etkisinin büyüklüğünün birçok araştırmanın konusu olduğunu belirten Gölbaşı, toplumsal sorunlara ilişkin atılacak adımlarda önleyici tedbir, bilinçlendirme, empati ve duyarlılık geliştirme, farkındalık oluşturma, koruma ve rehabilitasyon faaliyetlerinin amacına ulaşmasında medyanın tutumu ve rolünün yadsınamaz olduğunu söyledi.



MEDYA, OLUMSUZ ALGILARIN DEĞİŞTİRİLMESİNDE ÖNEMLİ BİR GÜCE SAHİP

Medyanın toplumsal gerçekliği inşa etmesi, onun hâlihazırda var olan bir toplumsal olguyu tıpkı bir ayna gibi yansıtmadığı, bunun yerine o olguyu tanımladığı, yorumladığı ve böylece onu yeniden oluşturduğu anlamına geldiğini dile getiren Gölbaşı, “Medya, bu özellikleri sayesinde gerek bağımlılık, cinsel saldırı, cinayet, intihar ve şiddetin önlenmesinde gerekse bu yönde gelişebilecek olumsuz algıların değiştirilmesinde önemli bir güce sahiptir. Bu sebeple medya organlarının doğru, güvenilir ve sorumluluğa dayalı bir habercilik anlayışıyla hareket etmesi hayati önem taşımaktadır. Doğru habercilik ve medya etiğine riayet etmenin küresel bir tehdide dönüşmüş olan dezenformasyona karşı toplumun elini güçlendirecek; medyanın ve kurumların itibarını koruyacaktır. Ayrıca medyamızın, uzun bir süreçte kurumsallaşmış ve evrenselleşmiş olan değerler ekseninde faaliyetlerini sürdürmesine imkân sağlayacaktır.

Bu itibarla bağımlılık, cinsel saldırı, cinayet, intihar, şiddet vb. hassas vakalar haberleştirilirken aşağıdaki hususlara riayet edilmesinde kamu yararı önceliği ve kamu sağlığı açısından fayda mülahaza edilmektedir.

Haber kupürleri üzerinden içerik analizi yapan Gölbaşı; bağımlılık, cinsel saldırı, cinayet, intihar ve şiddet vb. hassas vakalara dair haber yapılırken aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerektiğini belirtti:

  • Yukarıda zikredilen ‘Anayasa, Basın Kanunu, Bağımlılık ile Mücadele Stratejik İletişim Belgesi ve Doğru Habercilik ve Medya Etiği Rehberi’nde yer alan amir hükümler ve ilkelere azami derecede riayet edilmesi,
  • Bağımlılık, cinsel saldırı, cinayet, intihar ve şiddet vakalarına dair haber vermenin sınırlarını aşan abartılı ve gereksiz bilgi verilmemesi,
  • Bireyi bu tür fiillere özendirebilecek, yanlış davranışlara hatta intihara sürükleyebilecek, yol gösterici olabilecek, sosyal öğrenmeye sebebiyet verecek nitelikte basılı, görsel, işitsel veya dijital mecralarda haber ve içerik paylaşılmaması,
  • Bağımlılık, cinsel saldırı, cinayet, intihar ve şiddet suçlarına ilişkin ayrıntıların işlenişinde ve verilen mesajda topluma ve bireye verdiği zarar ve risk boyutunun ön plana çıkarılması,
  • Reyting kaygısının hiçbir zaman kamu yararı önceliği, kamu güvenliği, kamu sağlığı ile meslekî etik kurallar ve sorumlu yayıncılık ilkesinin önüne geçmesine fırsat verilmemesi,
  • Reyting uğruna şiddet ve kötülüğün tüm detaylarıyla dramatize edilerek kamuoyunun gündeminde tutulmasına fırsat ve imkân sağlanmaması,
  • Hassas vakaların medyada özensiz bir şekilde işlenmesinin ‘Sosyal Öğrenme Boyutu, Özdeşleşme Kuramı ve Werther Etkisi Yaklaşımı’ vb. hem bireysel hem sosyal psikolojide ciddi hasara yol açacağı gerçeğinin göz ardı edilmemesi,
  • Vakaların bireysel yargılar doğrultusunda değil; ortak bir bakış açısıyla ve kabul gören baskın bir yaklaşımla ele alınması,
  • Bu tür vakaların medyada haber çerçevesini aşan, okuyucuyu, izleyiciyi etki altında bırakacak nitelikte ve genişlikte tekrarlayan biçimde verilmemesi,
  • Haberleştirmenin itidalli ifadelerle yapılması,Özellikle intihar vakalarında olayı gösteren fotoğraf, resim, film, mesaj vb. içerik yayınlanmaması,
  • Söz konusu hassas vakalara ilişkin mücadele yöntemleri, koruyucu, önleyici ve bilinçlendirme faaliyetlerinin tanıtılması,
  • Danışmanlık ve tedavi kurumlarından seçilen başarı hikâyeleri vb. içeriklerle vakaların medyada doğru ve uygun içerikle desteklenmiş nitelikli haber şeklinde yer almasına azami derecede özen gösterilmesi,
  • ‘Medyanın Demokrasideki Rolü, Kamu Adına Yerine Getirdiği Görev, Kamuoyu Sözcülüğü ve Denetim Fonksiyonu’ göz ardı edilmeden; ayrıca toplumun ‘Bilgi ve Haber Alma Hakkı ve Basın Özgürlüğü’ esası korunarak ‘Kamu Yararı Önceliği ve Kamu Sağlığı’ ile ‘Sorumlu Yayıncılık İlkesi’ yaklaşımıyla zikredilen sabiteler arasında denge sağlanması önem arz etmektedir.

Kaynak: Esmanur Gülbahar

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.